15 Mayıs Dünya İklim Günü

15 Mayıs Dünya İklim Günü
Dünyamız giderek ısınıyor. Buzullar eriyor ve deniz seviyeleri yükseliyor. Karalarda kuraklık yaygınlaşıyor.
15 Mayıs Dünya İklim Günü

“Çağımızın en belirleyici sorunu iklim değişikliğidir. Doğrudan yaşamımıza yönelik bir tehditle karşı karşıyayız. İklim değişikliği bizden daha hızlı ilerliyor. Gerekli önlemleri hemen almazsak, geri dönüş için mümkün olan en son noktayı kaçırabiliriz. Bunun sonuçları da hem doğa hem de insanlık için yıkıcı olabilir.” 
AntónioGuterres
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri

haber arası detay

Dünyamız giderek ısınıyor. Buzullar eriyor ve deniz seviyeleri yükseliyor. Karalarda kuraklık yaygınlaşıyor. Şiddetli yağışlar, seller fırtınalar ve kasırgalar şeklinde kendisini gösteren aşırı hava olayları hızla büyüyen bir tehdit oluşturuyor. İklim krizinin nedeninin insan faaliyetleri olduğuna dikkat çekmek ve buna yönelik bir farkındalık ve duyarlılık yaratmak amacıyla 15 Mayıs tarihi küresel çapta “Dünya İklim Günü” olarak kabul edilmiştir.

Yeryüzündeki yaşamın niteliğini ve çeşitliliğini en fazla iklim etkiler. Ne yazık ki Dünya İklim Gününde dünyamıza ilişkin pek de iyimser bir tablo yok karşımızda. Yaklaşık yüz elli yıldır ortalama hava sıcaklığı sürekli artıyor (~1,5 derece). Deniz seviyeleri sürekli yükseliyor (~25 cm). Küresel ısınmada, özellikle son yıllarda, görülen hızlı artış ciddi bir küresel tehdit boyutuna ulaşmış durumda. Bilim insanları bunun başlıca nedeni olarak insan etkinliklerini gösteriyor. Böyle giderse, yüzyılın sonunda hava sıcaklıkları ortalama 4 derece artmış ve deniz seviyeleri 35 cm yükselmiş olacak. Bunlar da yeryüzündeki yaşam için çeşitli felaketlere yol açacak.

İklim krizi su ve besin zincirini bozarak yaşam için gerekli olan sağlıklı ortamı yok ediyor. Gıda üretiminin %95’inin topraktan sağlandığı göz önüne alındığında, tarım topraklarının ve toprak üretkenliğinin korunmasının kritik derecede önemli olduğu görülmektedir. İklim değişikliğinin tarım ve gıda sistemine etkisi yadsınamaz bir gerçek. Gıda güvencesini sağlamak adına iklimi korumak aynı zamanda etik bir davranış biçimi olarak kabul edilebilir.

 

Yaşanan bu gelişmelerin, bir an önce gerçekçi önlemler alınmazsa yeryüzündeki yaşam için büyük bir felakete yol açacağı görülmekte. 

İklim değişikliği konusunda bilimsel verilerle risk değerlendirmesi yapmak ve hazırlayacağı periyodik değerlendirme raporlarını hükümetlere sunmak üzere oluşturulan BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Panelinin (IPCC) 2022 yılında yayınladığı raporda Türkiye açısından da çarpıcı saptamalar yer almaktadır. Rapora göre; Türkiye, nüfusun afetlere ve insani krizlere karşı kırılganlığı açısından Avrupa ülkeleri içerisinde ilk sırada bulunuyor.  Raporda yer alan öngörülere göre, gereken önlemler zamanında alınmazsa, ülkemizin en büyük tatlı su gölü olan Beyşehir Gölü 2070 yılından sonra kuruma riskiyle karşı karşıyadır. Türkiye’de balıkçılık sektörünün iklim değişikliğine özellikle duyarlı olduğunun da altı çizilmektedir.


Dünyada derin bir iklim krizi yaşanmasında hemen hemen tüm sorumluluğu taşıyan gelişmiş ülkeler, bugün iklim krizinin yükünü ve bedelini, krizin sadece mağduru durumunda olan azgelişmiş ülkelerle paylaşmaya çalışıyorlar. Bu bir iklim adaletsizliği yaratıyor. İklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından dünyada en çok etkilenen toplum kesimlerinin ise tarihsel, politik ve sosyoekonomik eşitsizlikler nedeniyle yine yoksullar, kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olarak karşımıza çıkması da iklim adaletsizliğinin bir başka boyutunu oluşturuyor. İklim kriziyle mücadele sürecinde, iklim adaletsizliklerini de gidermeye önem vermek gerekiyor.

Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) olarak, 2023 Dünya İklim Gününde, tüm insanlara; “iklim, bu güzel dünyada senin geleceğin” diyor ve iklim değişikliği ile mücadelenin başta hükümetler olmak üzere hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu hatırlatıyoruz.

Tarım ve Gıda Etiği Derneği (TARGET) 
Yönetim Kurulu

 

Yorum Yaz