Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur. 

Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur. 
Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur. 

Ülkemizi derin acıya boğan ve 42.000’den fazla insanın yaşamını kaybettiği 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde,hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınların başsağlığı ve yaralılara acil şifalar diliyoruz. 

haber arası detay


Depremden hemen sonra seferber olan diğer STK’lar gibi,derneğimiz de deprem bölgesine ayni yardımların toplanması, tasnifi ve dağıtım çalışmalarına paydaşlarıyla birlikte destek olmuştur. Ayrıca genç arkadaşlarımız AFAD gönüllüsü olarak bölgeye giderek; orada arama kurtarma, yardım dağıtımı, çadır kurulumu ve yabancı ülkelerden gelen arama kurtarma ekiplerine gönüllü tercümanlık vb. gibi çalışmalara katıldılar.


Bu acı ve yıkımların bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Dilemekle de kalmıyor; İzmir’de, toplumu afetlere karşı uyarmak, bilinçli ve hazırlıklı kılmak için, çeşitli farkındalık etkinlikler düzenledik, düzenlemeye de devam ediyoruz. Son olarak (bu depremden 2 hafta önce)24 Ocak 2023 tarihinde değerli bilim insanı Sismolog-Deprem Uzmanı Prof. Dr. ŞerifBARIŞ’ıİzmir’de misafir ederek, Mimarlar Odası İzmir Şubesi paydaşlığında “İzmir’in Deprem Gerçeği”konulu bir farkındalık etkinliği düzenledik.
6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri sonrası, üyelerimizden ve paydaş olduğumuz STK’lardangelen yoğun talebe istinaden,“binaların depreme dayanıklılığı, performans analizi, deprem anında doğru davranışlar vb.gibi” konuları konuşmak üzere,18 Şubat 2023 Cumartesi akşam Saat: 21.00’de online bir bilgilendirme toplantısı yapmaya karar verdik. Gelen soruları cevaplamak üzere İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesinden Abdullah İNCİR(İMO AfeteHazırlık ve Müdahale Kurulu Başkanı) ile birlikte halen DEÜ Afet Yönetimi ve Kamu Yönetimi BölümlerininBaşkanlığı görevlerini de yürüten ve aynı zamanda Dağlık Alanların Sürdürülebilirliği ve Yönetişimi DerneğiBaşkanı da olan değerli bilim insanı Prof. Dr. Zerrin TOPRAK (toplantıya derneği adına katıldı)Ayrıca daha önce Uluslararası Deprem ve Yangın Sempozyumu başta olmak üzere, pek çok panel ve seminerde İzmir’in depremselliği konusunu, halkınanlayacağı sade ve anlaşılır bir dille anlatan derneğimiz üyesi Jeoloji Yüksek Mühendisi Bora SONUVAR,yine çok beğenilen bir sunum yaptı.İnteraktif olarakgerçekleştirdiğimiz toplantıya, pek çok bilim insanı ve alanında uzman kişiler de dinleyici olarak katıldılar. Toplantıyaduayen bilim insanı Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Zafer AKÇIĞHocamız da katılmıştı. Ancak internet kaynaklı tekniksorun nedeniyle konuşmasını yapamadı. Kendisinin yüce gönlüne sığınarak, bir sonraki etkinlikte değerli bilgilerinden mutlaka faydalanmak istiyoruz. Yaklaşık 100 katılımcının, soru ve deneyimpaylaşımlarıyla katkıda bulundukları ve oldukça verimli geçen toplantı, 2 saate yakın sürüp, dinleyicilerin teşekkürmesajları ile sona erdi.


Toplantıdan 1 gün sonra Yeni Asır Gazetesinde toplantı ve konuşmacılar hakkında akla ve hayale sığmayan itham, iftira ve karalamalar yapıldığı bilgisi,tarafımıza iletildi. Adı geçen gazeteye bu haberi yaptıranınise Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi MüdürüProf. Dr. HasanSÖZBİLİR olduğunu, üzüntü ve şaşkınlıkla öğrendik. Bilim insanı saygınlığıyla bağdaşmayacakşekilde üst perdeden, buyurgan, aşağılayıcıve hedef göstericibir üslupla; “toplantı konuşmacılarının yetkin kişiler olmadıklarını, afetlerle ilgili konuşamayacaklarını” söyleyip, daha da ileri giderek ve toplantının “bilime ve İzmir’e ihanet olduğu”gibi,mesnetsiz ve gülünç ithamlarda bulunmuş. Aynı gazeteyebir gün sonra yeni bir açıklama daha gönderen Hasan SÖZBİLİR’inikinci açıklama, ilkinden çok daha vahim ve daha talihsiz. “Bilimleterör aynı yerde olmaz, olamaz” şeklinde hedefi belirsiz,ucu açık, kişileri ve kurumları zan altında bırakma amaçlı ve algı yaratıcıcümleyi; kendisi kime ve neyi kastederek,ne amaçla, neye dayanarak söylediğini, kamuoyu ve yargı önünde cevaplandırmakla mükelleftir. Toplantıya katılan herkesi hedef alan bu sözler,acaba kendisini toplantıya davet etmeyişimize duyduğu derin öfkedenmi kaynaklanmaktadır?Keşke bu isteğini, konuyu bu haddeye getirmeden önce daha uygun bir iletişim yöntemiyle iletseydi.Ancak şunu da bilmelidir ki; STK’lar kendi toplantı ve etkinliklerine kimleri konuşmacı olarak davet edeceklerine, yine kendileri karar verirler.
Bugüne kadar tanıdığımız, birçoketkinlikte birlikte bulunduğumuz, konuşmacı ve konuğumuz olan ülkemizin yüz akı duayenbilim insanları Prof. Dr. Ruşen KELEŞ,Prof. Dr. Zafer AKÇIĞ, MerhumProf. Dr. Adnan AKYARLI,Prof. Dr. Şerif BARIŞ,  Prof. Dr. Zerrin TOPRAKgibi bilim insanlarından bu şekilde üstenci ve aşağılayıcı bir yaklaşıma asla rastlamadığımız için, bu talihsiz beyanatlar karşısında oldukça şaşkın ve üzgünüz.
Ayrıca kendisini davet etmediğimiz bir toplantı için “bu kente ve bilime ihanet” diye söz etmesini de anlamaktagüçlük çekiyoruz.Şayet“kente ve bilime ihaneti”arayacaksa,STK’ların yaptığımütevazifarkındalık toplantılarında aramasın.Kentin dört bir yandaki imar kirliliğine, ranta açılan alanlara, depreme dayanıksızkaçak, çürük, çarpık yapılaşmaya bakmasını tavsiye ediyoruz. Aradığı kent suçlarını oralarda bolca görebilir.Sn. SÖZBİLİR, bu konudabirbilim insanı sorumluluğuyla ne yaptıysa, “bu kente ve bilimeyapılan asılihanete” yani “kent suçlarına” ne zaman venasıl karşı çıktıysa,buyursun açıklasın.  Bizler de öğrenmiş oluruz.
Merak ediyoruz; bizim toplantımızdakonuşan insanların “yetkin olmadıklarını”neye göre iddia etmek hatta hüküm vermektedir? Toplantıya katılan kişiler hakkında hakaret ve aşağılayıcı ifadeler kullanarak, toplantıyıhedef gösterip, peşin hükümde bulunurken, kendisini“yetkinlik ve yetenek ölçücüsü” olarak mı görmektedir? Yada Sivil Toplum Kuruluşlarıtoplantı ve etkinlikyaparken, kendisinden icazet mi almalıdır? 
Meselaİnşaat Mühendisleri Odası Afete Hazırlık ve MüdahaleKurulu Başkanı Abdullah İNCİR yeterince yetkin değil midir?Abdullah İNCİR hakkındaböyle bir yargıya varma hakkını, nereden buluyor? Açıkça adını zikrederek“eski öğrencimizdi” deyip sonrasında türlü ithamlarda bulunup hakaret ettiği derneğimiz üyesi Hidrograf ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Bora SONUVAR; kendi meslek camiasında tanınanve saygı duyulan biri olarak, JMO İzmir Şubesininönceki dönem Yönetim Kurulu Başkanıydı. Acaba“yetkin” olmak için daha ne olması gerekiyordu?
Yoksa aynı üniversitede profesörolarak görev yapan DEÜ Afet Yönetimi ve Kamu Yönetimi Bölümlerinin Başkanlığı gibi saygın görevlerisürdüren değerli bilim insanı Prof. Dr. Zerrin TOPRAKda ona göre, “yetkin kişi” değilmiymiş?Oysa,bize göre“bilim ve insan” sözcüklerinin birlikteen çok yakıştığı bilim insanı olan Prof. Dr. Zerrin TOPRAK Hocamız, akademik ve mesleki bilgi ve birikimini her daimSTK’lar ve halkın hizmetinesunarak, saygıyı gerçekten hak eden örnek bir bilim insanıdır. Konuşmacı olduğu bu toplantıda da, engin bilgisi kadar, herkesin anlayacağı sadelikte ve nezaketli üslubuyla, dinleyicilerin takdir ve hayranlığını bir kez daha kazandı.
Depremin ilk gününden itibaren bütün TVkanallarında, tanınmış yerbilimciler neredeyse her gün, her saat, hemdeprem bölgesinin, hem de ülkenin tamamının fay hatlarını saatlerce ve günlerce anlattılar. Yerbilimcilerinyanı sıra ülkemizin pek çok ilinden birçok meslek odası başkanı, STK temsilcileri, arama kurtarma derneklerininekip liderlerine varana değin pek çok yetkili-yetkisiz kişi televizyonlara, canlı yayınlara çıkıp konuştu. Hiçkimse de bu konuşanların “yetkin olup, olmadığını” sorgulama gereği duymadı.
 Çünkü bilimsel bir gerçektirki; deprem bir doğa olayı olup, onu afete dönüştüren yer üstündeki insan yapımı binalar ve yine insanlarcaalınmayan önlemlerdir.Bu da “deprem afetininsadece yerbilimi ile açıklanmasının yeterli olmayacağını”diğer bilim ve meslek alanlarının da çok önemli olduğunu göstermektedir. Doğa olayı olan depremin, afete dönüşmesi sürecindebir çok faktör ve aktör belirleyicidir. Afetyönetiminin multidisipliner bir alan olması, buradan gelir. Yani yerin altı kadar, yerin üstündeki yapılaşma, inşaat,mimarı, imar planları, şehir plancılığı, yapı denetimi, afet mevzuatı, afet yönetimi (risk ve müdahale yönetimi)arama kurtarma, afet ön iyileştirmesi, barınma, beslenme, sağlık, güvenlik, haberleşme, ulaştırma, alt yapınınonarımı, hasar tespit, enkaz kaldırma, çevresel sorunlar, ikincil afetler, psikososyal desteğe değin, pek çok konuyadsınamaz değerde önemlidir.Her bilim insanı gibi kendisinin de, bu gerçeği bileceğini tahmin ediyoruz. Dolayısı ile afet yönetimi bilimi, sadece kendisinin uzmanlık alanından ve kendi bilgisinden ibaret de değildir.
İZ-AFED Derneği olarak biz de; bu bilimsel gerçeğin ışığında faaliyetlerimizi çok yönlü, çok meslekli, çok paydaşlı olaraksürdürüyor, kentimizi afetlere karşı dirençli kılmak için, bu sürece katkı sunuyoruz. Bu amaçla İzmir Kent Konseyibünyesinde Bütünleşik Afet Yönetimi Çalışma Grubunu 2021 yılında kurduk. Derneğimiz İZ-AFED, bu çalışmagrubunun kurumsal üyesi olup, haricinde farklı meslek ve uzmanlık alanından pek çok gönüllü kişi, 2021 Şubatayın dan itibaren bu çalışmalara zaman veimkanları ölçüsünde destek olmaktadır.
Afetlerin multidisipliner (çok meslekli, çok yönlü ve çok paydaşlı) bir alan olması gerçeğindenhareketle, birçok meslek grubundan insanın bilgi, deneyim ve yeteneklerini İZ-AFED (İzmir Afet Bilinci,Çevre ve İklim Farkındalığı Derneği) bünyesinde biraraya getirdik. Arama kurtarma çalışanları, itfaiyeçalışanları, çevre mühendisleri, inşaat ve jeoloji mühendisleri, endüstri mühendisi, elektrik mühendisi, işgüvenliği uzmanları, afet yönetimi-sivil savunma uzmanı, afet hukukçuları, sağlıkçı, sosyal çalışmacı, psikolojikdanışman, öğretmen ve afet bilinci eğitmenleri gibi pek çok meslekten profesyonel ile çevre, iklim ve afetler üzerinebugüne kadar birçok farkındalık etkinliği yaptık. Üyelerimizden ve hitap ettiğimiz çevreden gelen talep veöneriler doğrultusunda, paydaş STK’larla ortaklaşarak, bu etkinlikleri ihtiyaca binaen düzenlemeye devamedeceğiz.

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan SÖZBİLİR tarafından Yeni Asır Gazetesi üzerinden Derneğimizi, düzenlediğimiz toplantı katılımcılarını, paydaşımız meslek odası ve STK’ları hedef alarak yapılan hakaret, aşağılama asılsız itham ve iftira içerikli yayın nedeniyle, kendilerini esefle kınıyoruz. 
Ülkemizinsaygın bilim kurumlarından olduğuna inandığımız Dokuz Eylül Üniversitesininadına yakışır şekilde konuyu tetkik ederek,Prof. Dr. Hasan SÖZBİLİRile ilgili gerekli tahkikatı başlatmasını talep ediyoruz. Ayrıca Türk Ceza Kanun 267/2Maddesinde yazılı (basınyoluyla işlenmiş) hakaret, aşağılama ve iftira fiileriyle ilgili de, Derneğimiz avukatlarınca hukuki sürecinbaşlatılacağının bilinmesini isteriz.
Üstenci, aşağılayıcı, dışlayıcı, kutuplaştırıcı,ayrıştırıcı, kapalı devrevedayatmacı yaklaşımlara inat;                   biz toplum tabanlı, katılımcı,şeffaf, her halükarda kamu yararını ve ekolojik dengeyiönceleyen, aklı ve bilimiesas alan rasyonel bir afet yönetimi pek ala mümkündür diyoruz.Yukarıda izahı yapılan itham ve iftiralara karşı, kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirmek için, bu açıklamayı yapma zorunluluğu hasıl olmuştur.
Basına ve kamuoyuna saygı ile duyurulur. 


 

Yorum Yaz