Ekoturizmde Yeni Dönem: Yapay Zeka ve Drone Destekli Projeler

Ekoturizm, Kırsal Turizm, Agro Konaklama Turizmi, Tinyhouse Köyleri, Sağlıklı Yaşam Köyleri, Sağlık Turizmi, Rehabilitasyon Merkezi Projeleri, Termal Turizm Tesis Alanı Projesi, Bungalov Evler Projesi teknik destek hattı için Beytullah Yılmaz 0 544 608 84 80 nolu telefonu arayabilir siniz.
Ekoturizm, kırsal turizm, agro konaklama turizmi, tinyhouse köyleri, sağlıklı yaşam köyleri, sağlık turizmi, rehabilitasyon merkezi projeleri, termal turizm tesis alanı projeleri ve bungalov evler gibi doğayla uyumlu turizm yatırımları için uygun görüş alabilmenin en temel şartlarından biri, proje sahası olarak seçilecek arazinin belirli niteliklere sahip olmasıdır. Bu tür projelerin başvuru sürecinde olumlu yanıt alabilmesi için arazinin öncelikle en az 25.000 metrekare (25 dönüm) büyüklüğünde olması gerekmektedir. Ayrıca arazinin cinsinin “tarla”, “taşlık”, “kayalık” gibi ekim ve dikim yapılması mümkün olmayan, nitelikli tarımsal üretime uygun olmayan nitelikte olması büyük avantaj sağlamaktadır. Bu tür araziler, turizm amaçlı yapılaşma için daha esnek değerlendirilmekte, tarımsal üretim açısından kritik sayılmadığı için çevre düzeni planlarında da yapılaşmaya daha açık hale gelebilmektedir.
Uygun görüş alabilmek için bir diğer kritik unsur ise ulaşım bağlantısıdır. Arazinin, anayol, köy yolu, stabilize yol gibi bir ulaşım ağına ya da kadastral yola en az 25 metre cepheye sahip olması gerekmektedir. Yol cephesi olmayan veya dar cepheli araziler, hem imar planı uygulamaları hem de yapı ruhsatı süreçlerinde ciddi sorunlar doğurabilmektedir. Bu bağlamda yatırımcıların yol cephesi olan arazileri tercih etmeleri son derece önemlidir. Ayrıca arazinin ekim biçime müsait olmayacak şekilde eğimli olması aranmaktadır.
Öte yandan, Büyük Ova Koruma Projesi kapsamına giren tarım arazileri, toprak koruma kurulunca kesinlikle olumsuz değerlendirilmekte, bu bölgelerde yapılaşmaya izin verilmemektedir. Ayrıca cinsi “meyve bahçesi”, “zeytinlik”, “şeftali bahçesi”, “narenciye bahçesi” gibi özel ürün alanı olarak sınıflandırılan araziler, özellikle 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun gibi koruma yasaları nedeniyle yapılaşmaya tamamen kapalıdır. Bu tür özel ürün arazilerinde yatırım yapmak isteyen girişimciler, başvuru sürecinde mutlak ret kararıyla karşılaşmaktadır.
Bu nedenle yatırım planlaması yaparken tarımsal üretim açısından niteliksiz, yapılaşma açısından ise mevzuata uygun nitelik taşıyan, yol cephesi bulunan ve koruma alanı dışında kalan arazilerin tercih edilmesi, projenin hayata geçirilebilirliği açısından son derece hayati bir önem taşımaktadır. Aksi halde hem zaman hem de maliyet açısından büyük kayıplar yaşanabilir.
Ekoturizm, kırsal turizm, agro konaklama turizmi, tinyhouse köyleri, sağlıklı yaşam köyleri, sağlık turizmi, rehabilitasyon merkezi projeleri, termal turizm tesis alanı projeleri ve bungalov evler gibi doğayla uyumlu turizm yatırımları için uygun görüş alabilmenin en temel şartlarından biri, proje sahası olarak seçilecek arazinin belirli niteliklere sahip olmasıdır. Bu tür projelerin başvuru sürecinde olumlu yanıt alabilmesi için arazinin öncelikle en az 25.000 metrekare (25 dönüm) büyüklüğünde olması gerekmektedir. Ayrıca arazinin cinsinin “tarla”, “taşlık”, “kayalık” gibi ekim ve dikim yapılması mümkün olmayan, nitelikli tarımsal üretime uygun olmayan nitelikte olması büyük avantaj sağlamaktadır. Bu tür araziler, turizm amaçlı yapılaşma için daha esnek değerlendirilmekte, tarımsal üretim açısından kritik sayılmadığı için çevre düzeni planlarında da yapılaşmaya daha açık hale gelebilmektedir.
Uygun görüş alabilmek için bir diğer kritik unsur ise ulaşım bağlantısıdır. Arazinin, anayol, köy yolu, stabilize yol gibi bir ulaşım ağına ya da kadastral yola en az 25 metre cepheye sahip olması gerekmektedir. Yol cephesi olmayan veya dar cepheli araziler, hem imar planı uygulamaları hem de yapı ruhsatı süreçlerinde ciddi sorunlar doğurabilmektedir. Bu bağlamda yatırımcıların yol cephesi olan arazileri tercih etmeleri son derece önemlidir. Ayrıca arazinin ekim biçime müsait olmayacak şekilde eğimli olması aranmaktadır.
Öte yandan, Büyük Ova Koruma Projesi kapsamına giren tarım arazileri, toprak koruma kurulunca kesinlikle olumsuz değerlendirilmekte, bu bölgelerde yapılaşmaya izin verilmemektedir. Ayrıca cinsi “meyve bahçesi”, “zeytinlik”, “şeftali bahçesi”, “narenciye bahçesi” gibi özel ürün alanı olarak sınıflandırılan araziler, özellikle 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun gibi koruma yasaları nedeniyle yapılaşmaya tamamen kapalıdır. Bu tür özel ürün arazilerinde yatırım yapmak isteyen girişimciler, başvuru sürecinde mutlak ret kararıyla karşılaşmaktadır.
20 Haziran 2025 tarihli değişiklikle ekoturizm alanlarında imar, ruhsat ve yapılaşma şartları yeniden düzenlendi. En az 25.000 m² büyüklük, tek ruhsat, noter taahhütnamesi ve doğayla uyumlu yapı zorunluluğu geliyor.
Ekoturizm Alanları İçin Yeni Dönem Başladı
1 No’lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 102. maddesi uyarınca onaylanan ve 20 Haziran 2025 tarihinde yürürlüğe giren yeni düzenleme, Türkiye’de ekoturizm yatırımları için önemli bir dönüm noktası oldu.
Tarım ve Orman Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan bu plan hükümleri, hem kırsal kalkınma hedeflerini destekliyor hem de çevresel sürdürülebilirliği koruma altına alıyor.
En Az 25.000 m² Alan Şartı ile Parsel Birleştirme Zorunluluğu
Yeni plana göre, ekoturizm alanı olarak planlanacak sahaların toplam büyüklüğünün en az 25.000 m² olması gerekiyor. Bu alan, birden fazla komşu kadastro parselinin birleştirilmesiyle oluşturulabiliyor. Eğer bu büyüklük sağlanamıyorsa, imar planı teklifi değerlendirilmeye alınmıyor.
İstisna: 20 Haziran 2025’ten önce resmi yazı veya dilekçeyle yapılan başvurular için minimum 15.000 m² yeterli olacak.
Parsel İfrazı ve Mülkiyet Hakkı Sınırlamaları
Yeni planlama sistemine göre; imar uygulaması sürecinde birden fazla konaklama parseli oluşturulması yasak. Ayrıca, yapılan tesislerin konaklama birimleri üzerinde kat mülkiyeti, kat irtifakı veya devremülk gibi haklar tesis edilemeyecek. Bu düzenleme, turizm alanlarında rant ve ikinci konutlaşmayı engellemeye odaklanıyor.
Yapılaşma Sınırları ve Ekolojik Mimari Zorunluluğu
Tesislerde kullanılacak mimari üslup ise geleneksel mimariye uygun olacak şekilde belirlenecek. Modern betonarme yerine doğal taş, ahşap gibi malzemelerin tercih edilmesi bekleniyor.
Zorunlu Belgeler ve İzin Süreci
Ekoturizm yatırımı yapmak isteyenlerin alması gereken belgeler:
Ulaşım Etüdü Şartı ve Yol Genişliği Düzenlemesi
Yol bağlantısının kadastro yolundan daha geniş planlanması durumunda, yol üzerindeki tüm parsel sahiplerinin muvafakati ve ilgili idarenin yazılı görüşü sunulmak zorunda. Bu, erişilebilirliği artırırken mülkiyet hakkı ihlallerini önlemeyi amaçlıyor.
Ekoturizm Alanlarında Neler Yapılabilecek?
Yeni düzenlemeye göre, yalnızca turizm tesislerinin niteliklerine uygun kırsal turizm tesisleri, bu tesislere hizmet veren sosyal donatılar, ekolojik spor alanları ve satış üniteleri yer alabilecek.
Amaç dışı kullanımlar, geçici dahi olsa kesinlikle yasaklandı. Tapuya şerh düşülecek.
Daha Önce Onaylanmış Planlar Ne Olacak?
Yeni hükümlerin yürürlüğe girdiği tarihten önce onaylanmış ekoturizm imar planları, eski plan hükümleriyle uygulanmaya devam edecek. Ancak yeni yapı yoğunluğu artırımı veya fonksiyon değişikliği yapılamayacak. Sadece teknik altyapıya yönelik küçük değişiklikler (yaklaşma mesafesi vb.) ilgili idare tarafından değerlendirilecek.
Yatırımcılar Ne Yapmalı?
500 bin Euro’ya kadar hibe desteği ve teknolojik yeniliklerle hayata geçirilen projeler, Türkiye’nin ekoturizm potansiyelini artırmayı hedefliyor.
Drone ve yapay zeka destekli arazi modellemeleriyle sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlayan projeler, doğaya duyarlı yaklaşımlarıyla öne çıkıyor.
Ekoturizmde Türkiye’nin Yeni Yüzü: Doğal Yaşam ve Teknolojiyi Harmanlayan Projeler
Türkiye’nin dört bir yanını ekoturizmle buluşturan Beytullah Yılmaz, doğal yaşam ile teknolojiyi bir araya getiren projeleriyle dikkat çekiyor. Ekoturizm Proje Koordinatörü olarak görev yapan Yılmaz, bugüne kadar Kırklareli’nden Mersin Toroslarına kadar uzanan geniş bir coğrafyada toplamda 35 projeyi başarıyla hayata geçirdiğini belirtiyor. Yılmaz, her bir projesini yerinde inceleyerek, çevreye ve doğaya uyumlu bir anlayışla gerçekleştirdiğini ifade ediyor.
Doğru Arazi Seçimi ile Başlayan Projeler
Ekoturizm yatırımlarında en önemli adımlardan birinin uygun arazi seçimi olduğunu vurgulayan Yılmaz, arazi satın alımı ve proje hazırlığı öncesinde teknik destek sunduklarını belirtiyor. Bu destek, ekolojik hassasiyetlere uygun arazi seçimi, çevresel etkilerin değerlendirilmesi ve yer bilimleri analizlerini içeriyor. “Eko turizme uygun arazi satın almak isteyenler, bizden danışmanlık alarak bu süreci doğru şekilde yönetebilir,” diyor.
Teknoloji ve Doğal Yaşamın Uyumu
Gelişen ve değişen dünyada teknolojinin hayatın her alanına entegre olduğunu söyleyen Yılmaz, doğal yaşam projelerinde yapay zeka ve drone teknolojilerini etkin bir şekilde kullandıklarını ifade ediyor. Drone ile yapılan stereo çekimler ve yapay zeka destekli arazi modellemeleri sayesinde araziler cm hassasiyetinde haritalanıyor. Ayrıca bu teknolojiler, projelerin tasarım sürecini hızlandırırken, doğal kaynakların korunmasına da katkı sağlıyor.
Yılmaz, bu süreci şöyle özetliyor: “Akıllı doğal yaşam evleri inşa ediyoruz. İnsanların hayalini kurduğu doğal yaşamı, yapay zekanın nimetleriyle birleştirerek, sürdürülebilir bir geleceği hayata geçiriyoruz.”
Deprem Dayanıklılığı ve Çevresel Hassasiyet
Projelerin en önemli aşamalarından biri, yapılaşmanın bulunduğu araziye uygun şekilde planlanması. Yılmaz, ekoturizm projelerinde depreme dayanıklı yapılaşma için gerekli analizleri hassasiyetle yaptıklarını belirtiyor. 24 farklı kurumdan alınan görüşler ve jeoteknik raporlar ışığında projeler hayata geçiriliyor. “Doğa dostu projelerle geleceğimize yatırım yapıyoruz,” diyen Yılmaz, bu titiz çalışmanın projelere duyulan güveni artırdığını söylüyor.
Sürdürülebilir Kalkınmaya Katkı
Ekoturizm projelerinin yalnızca turizm değil, aynı zamanda bölgesel kalkınma için bir araç olduğuna dikkat çeken Yılmaz, bu projelerin yerel halkın refah seviyesini artırmayı hedeflediğini ifade ediyor. Doğal kaynakları koruyarak, yerel ekonomilere katkı sağlayan projeler, sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.
500 Bin Euro’ya Kadar Hibe Desteği
Yılmaz, Avrupa Birliği'nin IPARD III programı kapsamında ekoturizm projelerine 500 bin Euro’ya kadar hibe desteği sağladıklarını belirtiyor. Hibe başvuru süreçlerini bizzat yöneten Yılmaz, projelerinin %99 oranında başarılı sonuçlar aldığını ifade ediyor. Referans müşterilerle yapılan görüşmelerde, müşteri memnuniyetinin yüksek olduğunu vurguluyor.
Türkiye’nin Ekoturizm Haritasını Yeniden Çiziyor
Yılmaz’ın liderliğindeki projeler, Türkiye’nin ekoturizm haritasını yeniden şekillendiriyor. Kırklareli’nden Mersin Toroslarına kadar uzanan projelerde, yerel özellikler dikkate alınarak doğa ile uyumlu yapılar inşa ediliyor. Bu projeler, yalnızca turizm sektörü için değil, aynı zamanda çevre bilinci ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı için bir örnek teşkil ediyor.
Doğaya ve İnsanlara Hediye: Ekoturizm
Yılmaz, projelerinin yalnızca bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarını da karşılamayı hedeflediğini belirtiyor. “Doğanın hata affetmediğini biliyoruz. Her bir projede iğneyle kuyu kazar gibi titizlikle çalışıyoruz,” diyor. Bu anlayış, projelerin uzun vadeli başarılarını ve çevresel etkilerini garanti altına alıyor.
Sonuç: Doğal Yaşam ve Teknolojinin Geleceği
Beytullah Yılmaz’ın ekoturizm projeleri, doğa ile teknolojinin uyum içinde çalışabileceğini kanıtlıyor. Drone teknolojisi, yapay zeka ve çevresel hassasiyetin bir araya geldiği bu projeler, Türkiye’nin doğal güzelliklerini korurken, ekonomik ve sosyal kalkınmayı destekliyor. Ekoturizm yatırımlarının öncüsü olan Yılmaz, bu projelerle yalnızca bir sektör lideri değil, aynı zamanda doğa dostu bir gelecek inşa eden bir vizyoner olarak öne çıkıyor.
Haber Özeti