Sağlık Turizminde Büyük Fırsat: Jeotermal Kaynaklar Yatırım Bekliyor

Avrupa’nın gerisinde kalan Türkiye, termal sağlık turizmi yatırımlarıyla milyarlarca dolarlık ek gelir elde edebilir.
2025 yılında Türkiye’de açılması planlanan 15 yeni termal otelin sağlık turizmine entegrasyonu sağlanırsa, kişi başına düşen turizm geliri iki katına çıkabilir.
Anahtar Sözcükler:
Sağlık Turizmi İçin Termal Yatırımlara Büyük İhtiyaç Var
Jeotermal Enerji Derneği Başkanı Ali Kındap: “Türkiye’nin Termal Potansiyeli Yeterince Değerlendirilmiyor”
Türkiye, jeotermal enerji kaynakları bakımından dünyanın en zengin dördüncü ülkesi olmasına rağmen, bu alandaki sağlık turizmi yatırımlarının yetersiz olduğu belirtiliyor. Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Türkiye’deki termal turizm tesislerinin daha çok kaplıca turizmine odaklandığını ve uluslararası hasta kabulüne uygun, akredite sağlık merkezleriyle entegre edilmesi gerektiğini vurguladı.
Termal Yatırımlarda Yeni Dönem Gerekliliği
Jeotermal enerji kaynaklarının sağlık turizmi açısından büyük bir fırsat sunduğunu belirten Kındap, termal turizm yatırımlarının yalnızca konaklama tesisleri olarak değil, fizik tedavi, rehabilitasyon ve kür merkezleriyle entegre bir sağlık turizmi altyapısı çerçevesinde ele alınması gerektiğini ifade etti. “Türkiye’nin termal kaynakları, sıcaklık, debi ve kimyasal özellikler açısından Avrupa’dan çok daha üstün. Ancak Avrupa’da termal sağlık turizmi daha gelişmiş durumda. Türkiye’deki tesislerin uluslararası akreditasyona sahip sağlık merkezleriyle birlikte planlanması, sektörde önemli bir atılım yapılmasını sağlayacaktır” dedi.
Türkiye’de Termal Turizmde Geri Kalındı
Ali Kındap’ın verdiği bilgilere göre, Türkiye’de 2024 yılında hizmete giren dokuz yeni termal otelle birlikte, bu yıl içinde faaliyete geçmesi beklenen 15 yeni termal tesis daha bulunuyor. Ancak bu tesislerin büyük bir kısmı sadece kaplıca turizmine yönelik altyapılara sahip. Oysa Avrupa’daki kür merkezleri, fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleriyle çok daha fazla hasta ve turist ağırlayabiliyor. Kındap, “Türkiye’nin termal kaynakları, doğru planlandığında milyarlarca dolarlık bir gelir kapısı olabilir. Ancak şu an bu potansiyeli tam anlamıyla değerlendiremiyoruz” dedi.
Avrupa’da özellikle Almanya’nın termal sağlık turizmine yaptığı yatırımlara dikkat çeken Kındap, Türkiye’nin bu alanda Almanya ile kıyaslanamayacak kadar büyük kaynaklara sahip olmasına rağmen, yatak kapasitesinde geride kaldığını belirtti. Almanya’da 750 bin termal yatak kapasitesi bulunduğunu ve her yıl 10 milyondan fazla turistin bu tesislerden yararlandığını ifade eden Kındap, Türkiye’nin sadece 70 bin termal yatak kapasitesine sahip olduğunu ve bunun büyük oranda yerli turiste hizmet verdiğini vurguladı.
Turizm Gelirleri Katlanabilir
Türkiye, 2024 yılında rekor kırarak 62,2 milyon turisti ağırladı ve 61,1 milyar dolar turizm geliri elde etti. Ancak kişi başına turizm gelirinin 1000 dolar seviyesinde kaldığını belirten Kındap, termal sağlık turizminin gelişmesiyle bu rakamın en az iki katına çıkabileceğini söyledi. “Şu anda ülkemizde termal turizmden yararlananların sayısı 3 milyon civarında ve bunun neredeyse tamamı yerli turistlerden oluşuyor. Eğer termal sağlık turizmini uluslararası boyuta taşıyabilirsek, kişi başına turizm gelirimiz iki katına çıkabilir ve sektörün ülke ekonomisine katkısı daha da artar” dedi.
Yeni Termal Otellerin Dağılımı
2025 yılı ve sonrasında Türkiye’de açılması planlanan 15 yeni termal otelin büyük bir kısmı Afyonkarahisar, Konya ve Diyarbakır gibi şehirlerde yoğunlaşıyor. Açılacak tesislerin 11’i beş yıldızlı olup toplamda 4622 yatak kapasitesine sahipken, dört otel ise dört yıldızlı olup 974 yatak kapasitesine sahip olacak. Böylece toplam yatak kapasitesi 5596’ya ulaşacak.
Şehir bazında yatak kapasitesi dağılımı ise şu şekilde olacak:
Afyonkarahisar: 2.150 yatak
Konya: 620 yatak (5 yıldızlı 2 otel)
Diyarbakır: 578 yatak (4 ve 5 yıldızlı 2 otel)
İzmir: 550 yatak (4 yıldızlı 1 otel)
Bursa: 524 yatak (4 ve 5 yıldızlı 2 otel)
Uşak: 410 yatak (5 yıldızlı 1 otel)
Balıkesir: 304 yatak (4 ve 5 yıldızlı 2 otel)
Kütahya: 300 yatak (5 yıldızlı 1 otel)
Erzurum: 160 yatak (5 yıldızlı 1 otel)
Bu yatırımların sağlık turizmiyle desteklenerek profesyonel sağlık hizmetleri sunan tesislerle entegre edilmesi halinde Türkiye’nin termal turizmde çok daha büyük bir paya sahip olabileceği belirtiliyor.
Jeotermal Kaynaklar Stratejik Planlama Gerektiriyor
Ali Kındap, jeotermal kaynakların sadece turizm değil, sağlık ve enerji alanlarında da çok yönlü değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu konuda atılacak adımların ülkeye büyük ekonomik katkı sağlayacağını ifade etti. “Türkiye, jeotermal kaynaklar açısından dünyanın en güçlü ülkelerinden biri. Ancak bu zenginliğimizi doğru değerlendiremezsek, çok büyük bir ekonomik fırsatı kaçırmış oluruz. Uluslararası akreditasyonları olan termal sağlık tesisleri ile bu alanda dünyada söz sahibi olabiliriz” dedi.
Türkiye’de termal turizmin sağlık hizmetleriyle birleştirilerek dünya standartlarında bir seviyeye ulaştırılması halinde, sağlık turizmi gelirlerinin ciddi oranda artması bekleniyor. Bu bağlamda, yeni yatırımların sadece konaklama değil, sağlık ve rehabilitasyon hizmetleriyle entegre bir şekilde planlanmasının önem taşıdığı vurgulanıyor.