7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü: Bilim Temelli Güvenli Gıdaya Erişim Herkesin Hakkı

7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü, gıda kaynaklı hastalıklara karşı bilimin rehberliğinde farkındalık yaratıyor. WHO verileri, güvenli gıdaya erişimin sağlık ve etik açısından ne kadar hayati olduğunu gözler önüne seriyor.
7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü: "Bilim İş Başında" Temasıyla Gıda Kaynaklı Hastalıklarla Mücadeleye Vurgu
Gıda Güvenliği Bilimle Sağlanır, Etikle Yürütülür
7 Haziran, dünya genelinde her yıl "Dünya Gıda Güvenliği Günü" olarak kutlanıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Aralık 2018 tarihinde ilan edilen bu özel gün, gıda güvenliğinin önemine dikkat çekmek, farkındalık yaratmak ve tüm paydaşların sorumluluklarını hatırlatmak amacıyla düzenleniyor. Bu yılın teması ise oldukça çarpıcı: “Gıda Güvenliği: Bilim İş Başında”.
Gıda Güvenliği Nedir ve Neden Bu Kadar Önemlidir?
Gıda güvenliği, insanların yaşamlarını sağlıklı ve aktif bir biçimde sürdürebilmeleri için yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya kesintisiz erişimini sağlayan bir halk sağlığı ilkesidir. Fiziksel, sosyal ve ekonomik yönleri bulunan bu kavram, yalnızca tarımsal üretimi değil; işleme, dağıtım, tüketim ve denetim süreçlerini de kapsar. Bir gıdanın besleyici olması, erişilebilir olması kadar sağlık açısından güvenli olması da kritik öneme sahiptir.
WHO Verileri Korkutuyor: 600 Milyon İnsan Gıda Kaynaklı Hastalıklarla Karşı Karşıya
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, her yıl yaklaşık 600 milyon insan gıda kaynaklı hastalıklara yakalanıyor. Bu hastalıklar sonucunda ise dünya genelinde 420 bin kişi hayatını kaybediyor. Daha çarpıcı olan istatistik ise çocuklarla ilgili: Her yıl yaklaşık 125 bin çocuk, yani beş yaşın altındaki her bin çocuktan biri, gıda kaynaklı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitiriyor. Bu tablo, gıda güvenliğinin yalnızca bireysel bir sorun değil, küresel bir kriz olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
2025 Teması: Bilim Işığında Güvenli Gıdaya Ulaşım
“Gıda Güvenliği: Bilim İş Başında” teması, bilimin gıda güvenliğindeki rolünü ön plana çıkarıyor. Gıda kaynaklı risklerin belirlenmesi, hastalıkların önlenmesi, hijyen standartlarının geliştirilmesi gibi birçok süreç, ancak bağımsız, tarafsız ve kanıta dayalı bilimsel yöntemlerle yürütülebilir. Özellikle mikrobiyolojik analizler, gıda katkı maddeleri üzerindeki risk araştırmaları, izlenebilirlik sistemleri ve tüketici bilgilendirme çalışmaları bu kapsamda büyük önem taşıyor.
Gıda Güvenliği Bir Etik Meselesidir
Gıda güvenliği, yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda etik bir sorumluluktur. Güvenli olmayan gıdayı piyasaya sunmak, insan sağlığını riske atmak anlamına gelir. Bu nedenle, üreticiden tüketiciye kadar her halkada yer alan kişi ve kurumların etik değerlerle hareket etmesi, bilime saygı duyması ve bilgiyi rehber edinmesi gerekir.
Kimlere Sorumluluk Düşüyor?
Sonuç: Gıda Güvenliği, Herkesin Hakkı ve Ortak Sorumluluğudur
Gıda güvenliği, yalnızca bugünün değil, gelecek nesillerin sağlığını da doğrudan etkileyen bir meseledir. Bilimin ışığında şekillenen politikalarla, etik sorumluluk bilinciyle hareket edilirse, gıda kaynaklı hastalıklar azaltılabilir, toplumsal refah ve sürdürülebilir kalkınma desteklenebilir.
7 Haziran Dünya Gıda Güvenliği Günü, yalnızca bir anma günü değil; herkesin taşın altına elini koyması gereken bir çağrıdır. Güvenli gıda, lüks değil; temel bir haktır. Bu hakkın korunması için bilime kulak verelim, sorumluluğumuzu unutmayalım.