6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin 2023 Gayrisafi Yurtiçi Hasıla büyümesi üzerinde %1 ile 1,5 arasında olumsuz etkiye sahip olmasını bekliyorduk. Depremlerin yanı sıra başta AB olmak üzere küçülen küresel ticaret hacmi, dünyada yüksek enflasyon ortamı nedeniyle uygulanan daraltıcı para politikası uygulamalarına rağmen % 3,8 oranında büyümemizi memnuniyetle karşılıyoruz.Bu büyüme ortalama piyasa beklentisi olan %4,0-4,5'in biraz altında kalsa daülkemiz OECD'nin en hızlı büyüyen ikinci ülkesi oldu. G20 ülkeleri arasında ise üçüncü ülke sırada yer aldık.
Harcamalar açısından bakıldığında, 2. çeyrekteki büyümenin neredeyse tamamının özel tüketimden kaynaklandığını görüyoruz. Geçen yılın aynı dönemine göre %15,6 oranında artan tüketim, genel GSYİH büyümesine %10,7 oranında katkı sağlamış oldu.
Öte yandan, ihracattaki %9'luk daralmaya karşılık ithalatın %20,3 artmasıyla net ihracatın katkısı ne yazık ki negatif %6,3 oldu. Yatırımlardaki yüzde 5,1'lik büyümenin içinde makine-teçhizat yatırımlarındaki büyüme yüzde 7,4, inşaattaki artış ise yüzde 2,5.Yeni istihdam olanakları yaratma ve ekonomik büyümeyi hızlandırma konusunda önemli bir role sahip sanayi sektöründe geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 oranında daralma yaşandı. 2023 yılı 2. çeyrek büyümesinin lokomotifi ise %6,4 büyüyen hizmetler ve % 6,6 büyüyen diğer hizmetler sektörleri oldu.
Yine çarpıcı bir değişim olarak; çalışan tazminatlarının GSYİH içindeki payının, geçen yılın aynı dönemindeki %25,3 seviyesinden 2023 yılının 2. çeyreğinde %34,3'e yükseldiğini görüyoruz.
Büyümeyi yaratan ana etkenin üretim değil tüketim olduğunu, tüketim ağırlıklı büyümenin enflasyon ve cari açığa neden olduğunu görüyoruz. Bu durumun da sürdürülebilir olmadığını düşünüyoruz.
Dün (31 Ağustos 2023) açıklanan büyüme rakamları, bir kez daha Eylül ayında açıklanacak olan Orta Vadeli Programın önemini gösterdi. Orta Vadeli Programın, önümüzdeki dönemle ilgili bir öngörü vermesi, büyümenin kompozisyonu yani; yatırım, harcama ve tüketimler konusunda bir rotaçizmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Büyümenin tüketim ve inşaat sektörü ağırlıklı yapıdan, üretken sektörlerin teşviki ile sanayi üretimine ve ihracata dayalı büyümeye dönüştürülmesi için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz.
Bu anlamda, sanayi, yatırım ve ihracatın eş zamanlı sürüklediği bir büyümenin ortaya çıkması ve sürdürülebilir olması için ekonomik büyümenin makroekonomik istikrarla desteklenmesini, enflasyonla mücadeleye devam edilmesini ve öngörülebilir hedeflerin ortaya konmasını önemsiyoruz.