Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye’nin temiz enerjiye geçiş sürecinde izleyeceği strateji ve hedefleri paylaştı. Bakan Dönmez, Türkiye’nin Ulusal Enerji Planı ve Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası tanıtım konferansında konuştu.
Bakan Dönmez, Türkiye’nin enerji tüketiminde yenilenebilir enerji kaynaklarının payını artırmayı, enerji verimliliğini yükseltmeyi ve karbon emisyonlarını azaltmayı amaçladıklarını belirtti. Bu kapsamda, 2020 yılında birincil enerji tüketiminde yüzde 16,7 olan yenilenebilir enerji payının 2035 yılında yüzde 23,7’ye çıkacağını, elektrik kurulu gücünün ise 95 bin 900 MW’tan 189 bin 700 MW’a yükseltileceğini söyledi. Bakan Dönmez, bu artışın yüzde 74,3’ünün yenilenebilir kaynaklardan geleceğini, özellikle güneş ve rüzgâr enerjisine ağırlık verileceğini ifade etti.
Bakan Dönmez, ayrıca hidrojenin de temiz enerji hedefleri için önemli bir rol oynayacağını vurguladı. Hidrojenin, özellikle petro-kimya, demir çelik, çimento, cam ve seramik gibi enerji yoğun sektörlerin karbondan arındırılmasına yardımcı olacağını kaydetti. Bakan Dönmez, Türkiye’nin hidrojen yol haritasında, elektrolizör kurulu gücünü 2030’da 2 GW, 2035’te 5 GW ve 2053 yılında 70 GW’a çıkarmayı hedeflediklerini, ayrıca doğal gazın hidrojen ve sentetik metan gibi temiz yakıtlarla karıştırılması için çalışmalar yaptıklarını bildirdi.
Bakan Dönmez, Türkiye’nin temiz enerjiye geçiş sürecinde uluslararası işbirliğine de açık olduğunu, yerli ve yabancı firmalarla bu alanda görüşmeler yaptıklarını, Avrupa Birliği ile de yeşil mutabakat çerçevesinde ortak projeler geliştirmeyi planladıklarını dile getirdi.
Bakan Dönmez, Türkiye’nin temiz enerji için yol haritasını açıkladığı konferansta, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İcra Direktörü Fatih Birol da bir konuşma yaptı. Birol, Türkiye’nin temiz enerjiye geçiş sürecinde önemli bir potansiyele sahip olduğunu, IEA olarak Türkiye’ye bu konuda destek vermeye hazır olduklarını söyledi. Birol, Türkiye’nin temiz enerjiye geçiş sürecinde hem ekonomik hem de çevresel faydalar sağlayacağını, ayrıca bölgesel ve küresel enerji güvenliğine de katkıda bulunacağını belirtti.
